Longevity Research: Resveratrol, NMN, Metformin
Resveratrol, Sirtuins denen bir grup genin potent aktivatörüdür. Sirtuin’ler DNA hasarını geri döndürebilir, kromozomların ucundaki telomerlerimizi uzatabilir, vücuttaki enflamasyon seviyesini düşürür. Situin’leri aktive etmeye çalışıyoruz. Resveratrol, Sirtuin’lerinizi aktive eder. Trans-Resveratrol formunu kullanın, Sirtuin’leri asıl aktive eden trans formudur.
Sabahları küçük bir kase içine kendi mayaladığınız yoğurt, 1 yemek kaşığı zetinyağı ve 1 çay kaşığı karabiber ile beraber Resveratrol’ü kapsülünü açıp bu karışım içine toz halini dökün, 1 dakika karıştırın. Bu şekilde çok az olan emilimini arttırmış oluruz. Doz: 500mg (ila 1 gram arası, fazla doz hücrede stress yapar iyi değil).
Nicotinamide mononucleotide (NMN), B-vit niacin türevidir, NAD+ prekürsörü olarak iş görür (nicotinamid(vitamin-B3)), sağlık ve uzun ömür için önemlidir. NMN desteği fiziksel dayanıklılık, kas gücü, nörolojik fonksiyonlar, kalp sağlığı, insülin hassasiyeti ve kiloda iyilik hali yaratır, karaciğer ve iç organ yağlanmasını azaltırken ciltaltı yağ dokusunu etkilemez, HDL kolesterolü arttırır, LDL ve VLDL kolesterolü düşürür. Preparatın saflık oranı önemli (içinde ağır metal olmamalı), birim fiyatı uygun olsun, buzdolabının kapağında saklayın ki ışık görmesin ve soğuk ortamda kalsın, bozulmasın.
Yaşlandıkça NAD+ seviyesi azalır, Sirtuin’lerin aktive olması için ihtiyaç duyduğu NAD+ denen yakıtı bulamaz. 50 yaşına gelince 20 yaşındakinin yarısına düşer. NMN takviyesi yaşlandıkça kaybetiğimiz bir molekülü yerine koymak gibi +egzersiz +beslenme. Vücudun yaşlılığa karşı korunmasını kontrol eden Sirtuin genler yüksek NAD olmadan vücudu koruyamaz (DNA’nın, bir RNA veya protein molekülü sentezi için gerekli bilgiyi taşıyan segmentine ‘gen’ denir). NAD+’ın yaşlanmayla azalmasının nedeni cd38 (NADase) denen bir enzim, bu enzim yaşlanmayla artıyor, NAD+ azalmasına ve mitokondrial disfonksiyona neden olur. Bu enzim NAD prekürsoru NMN’in yıkılmasında da görev alır. NAD büyük moleküllü olduğu için ve emilimi olmadığı için onun yerine prekürsörü olan NMN kullanılır. 30 yaşından sonra kullanılmaya başlanabilir.
Kanser hastalarında kullanılmamalı, yüksek NAD+ kanser dokusunun büyümesini arttırır, Diğer insanlarda ise NAD+ düşük olursa kanser riski artar, çünkü NAD+ surtuin’leri arttırarak hasarlı DNA’ların tamiri için gereklidir. Yani kanser olmayanlarda NMN kullanmak kanser riskini azaltır.
Yan etki olarak Metilasyon düşünülmeli. Vücutta R-CH3 şeklinde metil grupları var. Bunlar DNA, nörotransmitter ve antioksidant yapımında rol oynarlar. Nicotinamid’in metabolitlerine ayrılması metilasyonla olur, NMN ve NR supplement’leri bu metil havuzunu kullanır. NAD+’ı arttıralım derken başka görevleri de olan metil havuzunu tüketmemek gerek. Bunun için beraberinde metil donörü olarak TMG (Trimethylglycine) preparatı da kullanın.
NMN ve sonrasındaki NAD+ arabanın yakıtı, Resveratrol ise gaz pedalı gibidir. Sirtuin’leri asıl aktive eden Resveratrol’dür.
Nicotinamide (NAM) karaciğere toksik etkileri nedeniyle ve Nicotinic acid (Niacin, vitamin B3) flashing denen ciltte yaptığı kızarıklık nedeniyle tercih edilmez. Nicotinamid riboside ve Nicotinamid mononucleotid yolu tercih edilir.
Bazı preparatlardaki Nicotinamide Riboside(NR) de, hücre içinde Nicotinamide MonuNucleotide’e (NMN)’e dönüşerek etki eder, NAD+ yapımına katılır, daha ucuzdur ama raf ömrü daha azdır ve kolay bozulabilir. NAD+, Surtin’lerin aktive olması olması için gereken yakıt gibidir.
NMN Dozu: 1gram/gün, sabah (Resveratrol’ün iki katı dozda)
Metformin (Glucophage tb 1000mg), Doz: 500mg/gün. Diabetikler de kullanıyor. Kan şekeri yüksek seyrederse yaşam kısalır, Metformin bunu optimal düzeyde tutmaya yarar. Metformin kullanımında B12 vitamin eksikliği olabilir. Özellikle anemi veya periferik nöropatisi olup, metformin kullanan hastalarda periyodik olarak vitamin B12 düzeylerinin takip edilmesi gereklidir
Yaşlılığın regülatörleri var (metabolik düğme), 3 ana grup gen var, bunlardan biri AMPK (Protein kinase (AMPK) activated by AMP (Adenosine monophosphate), iyi yol, otofaji gibi kıtlıkta enerji üreten yolları aktive edip enerji tüketen yolları inaktive ederek enerji düzenlemesini sağlar), AMPK’yı aktive ederse ömrü uzatıyor. Açlık, AMPK’yı aktive eder, AMPK aktive olunca mTOR’u inhibe eder. AMPK insülin direncini azaltarak etki yapıyor, insülin seviyesini arttırmaya gerek kalmadan varolan insülinle kandaki şeker kolayca hücreler içine girer, kandaki proteinler şekerle karamelize olmamış olur, Metformin de bunu yapıyor. Metforminin hedefi, açlık gibi AMPK’yı aktive eder, sirtuinleri aktive eder, mTOR’u baskılar. Diğeri mTOR yolu(Mammalian target of rapamycin, antikanser ajan olan Rapamisin mTOR inhibitörüdür, kötü yol), vücuda aminoasit girişini sezen sensör, fazla hayvansal protein ve aminoasit alırsan mTOR yolunu aktive eder, bunu istemiyoruz, mTOR’u inhibe edersek ömrü uzatıyor. Bunu belirleyen vücuttaki enerji durumu, örneğin kan glukozun yüksek ve hareket etmiyorsan yani enerji kullanmıyorsan, ATP yükselmiştir, bu durumda m-TOR denen kötü yol aktive olur. Açlık durumunda, enerji az, ATP az olduğu durumda AMPK yolu denen iyi yol aktive olur. m-TOR aktifse tümör hücreleri büyür, inflamasyon artar, otoimmun hastalılar artar, serbest radikaller artar, bağışıklık düşer. Sorun bir anda çok gıda gelmesi değil, sürekli tokluk hali ve aktivitesizliktir. AMPK yolunda, madem enerji yok olanı idareli kullanayım ve kendimi tamir edeyim der, otofaji olur (eskimiş hücreler ve kanser olabilecek hücreler yenerek ortadan kaldırılır), rejenerasyon ve antienflamatuar yoludur.
Diğeri Sirtuin gen grubu, 7 tanedir, 3’ü çekirdek içinde, bunlardan Sir-2(silent information regulation, DNA’dan gelen bilgiyi sessizleştirme) Genler pekçok şeyi kodlar, örneğin cilt kesilince cilt hücresi üreterek iyileşir karaciğer hücresi değil, bunu sağlayan şey DNA’daki bilgi. Yaşlanmayla beraber bazı DNA okuyucuları başka bilgiler okumaya başlıyor ve yanlış proteinler sentezleniyor, mesela Alzeimer hastalığında beyinde olmaması gereken protein sentezleniyor(exdiferansiasyon), hücrenin o proteini üretme kabiliyeti var ama sağlıklı hücre bunu üretmiyor. Sir2’deki silent denmesi bunu önlüyor, oruç ve egzersiz bunu aktive ediyor)
HbA1c, glikolize hemoglobin: Eritrositlerin ortalama ömürleri 3 ay olduğu için, bu test son 3 ayda kanda bulunan ortalama kan şekeri(glukoz) seviyeniziyansıtır, eritrositlerin oksijen taşıyan proteini hemoglobinin, yüzde kaçının şeker kaplandığını ölçer. Bu test için aç olmanıza gerek yoktur. %6, 5 veya daha yüksek bir değerde ise, şeker hastalığınız var demektir. %8’in üzerinde ise diyabetin iyi kontrol edilmediğini gösterir, hedef %7’nin altında tutmaktır.
Hayvansal protein alımını azaltın, yiyecekseniz de kırımızı et değil beyaz et veya balık tercih edin. Sporcular için üretilen protein tozları alınabilir, veganlar için olanı var, bezelye ve soyadan yapılıyor (soyaya dikkat). Şeker oranı az olandan 60-90gram/gün alınabilir.
Yaşlılığı hastalık olarak kabul etmeliyiz. Vücutta iyiye gitmeyen duruma hastalık demiyormuyuz. Ancak sigorta gibi konular yüzünden, herkese olacak durumu hastalık kabul etmiyorlar. Nüfusun %90’ı böyle ölecek, kalan %10 genç ölümler. Farzedin insanların ortalama 300 yıl yaşadığı bir gezegende yaşıyorsunuz, 70 yaşında zar zor yürüyen yıpranmış birini görünce ona neyin var, tedavi olman lazım deriz.
Güvenlik nedeniyle x-ray’den geçmek, sık uçak seyahatlari iyi değil, bunlar epigenomu değiştirebilir. Genom, senin DNA’n. Epigenom bu genleri regüle eden ve okuyan şey. x-ray ve kısmen fazla güneşe maruz kalmak kromozom kırıkları ve DNA hasarına neden olabilir. DNA hasarı CD’deki çizik gibidir, zaman içinde birikir. Yaşlılık DNA yapısını kaybetmek değil, mutasyona uğramıyorsun, aslında epigenomu değiştiriyorsun. CD veya DVD’yi düşünün, sorun digital bilginin kaybolması değil, üzerindeki çiziğe bağlı analog kısımda bunun okunmasında hata olduğunu varsayın. Hücreleriniz 20 yaşında yaptığı gibi genleri doğru okuyabilme kabiliyetini kaybeder. Bu zaman için oluşmuş bir bilgi parazitidir(noise). 80 yaşında CD çizilmiş, okuyucu kafa doğru genleri okuyamıyor ve hücreler fonksiyonlarını kaybediyor. Bu CD’deki çizikleri temizleyebilrsek bilgi orada altında duruyor, böylece yaşı resetleyebiliriz, genomu resetle ve 20 yaşındaki bilgiyi geri kazan. Güneş gençken D vitamini için faydalı, yaşlılarda hasar yapabilir, güneşte çelışanların cildi daha yaşlı görünür. 1970’lerde Antartika’da başlayan ozon delinmesi, koruyucu güneş kremi kullanılmayan yerlerde cilt kanserinde artışa neden oldu. UV’den yanmak istemiyorsak ozon önemli. X-ray daha da içeriye nüfuz eder, organlarına kadar hasar verebilir, yaşlanmayı arttırır. Aslında vücutta trilyonlarca hücrede çift sarmal kromozomlarda kırılmalar her zaman oluyor, ama sayıyı arttırmamak için bunlardan sakınmak lazım.
EGZERSİZ: Sporla egzersiz arasındaki fark, sporda yarışma ve rekabet vardır, egzersizde bu yoktur. Satrança spor denmesinin nedeni bu, karşındakine karşı rekabet var. Etkili bir egzersiz programı 3’e ayrılır. 1) Aerobik egzersiz (endurans, dayanıklılık): Koşu, yüzme, bisiklet, kayak gibi Büyük kas gruplarının dahil olduğu, kalp hızını arttıran yani kan dolaşımını arttıran (max kalp hızının(220-yaşınız) %60-80’i ortamala %70’i olacak: Örneğin 40 yaşındaysanız (220-40)*0,70=126 olmalı), sürekli olan, ritmik olan, en az 20dk olmalı önerilen 30dk süren egzersizdir (2000kalori yakalım), (günlere dağıtarak haftada 3 saati tutturmalıyız). Aerobik egzersizin fazları ısınma(saatte 5km hızla 5dk yürüyüş), aerobik faz yani koşunun kendisi, sonunda soğuma fazı denen ısınmanın aynısı(saatte 5km hızla 5dk yürüyüş). 2) Direnç egzersizi (kuvvet, rezistans): serbest ağırlık kaldırma, spor salonunda ağırlıklı makine kullanmak veya kalın kauçuk bantlarla yapılabilir. Sonuncusu en pratik olandır. Aerobik egzersize yaşlanmayla beraber vücudun yanıtı da azalır, ama direnç egzersizlerinde bu yok, yaşlansan bile genç insanın verdiği yabtın aynısını verir. Kemik erimesini azaltır, koordinasyon ve dengeyi arttırır, düşme riskini azaltır. Hafta en az 2 gün büyük kas gruplarından başlayıp, yavaş ve kontrollü bir şekilde, her kas grubu için en az 1 set, her sette 10 tekrar olacak şekilde yapılabilir. Ağırlığın zor fazında nefes ver, kolay fazında nefes al. 3) Germe: egzersiz sonunda gerginleşen, kısalan ve katılaşan kasları uzatma ve gevşetme için germe yapılır. Ağrı duymayacak şekilde, hafif bir çekme hissi oluşturacak şekilde en az 10 sn en fazla 30sn gergin pozisyonda tut ve sonra bırak, bunu 10 kez tekrarla. Egzersizi bununla bitir.
Hareketsiz yaşamda, 30 yaşından sonra her 10 yılda bir aerobik metabolizmamız %10 azalıyor, bunun sebebi yağsız kütlemiz (lean mass) yani kas, yani mitokondri ve oksidasyon ve aerobik metabolizme azalıyor, yani bazal metabolizma yavaşlıyor, kilo vermek zorlaşıyor. 60 yaşında ölecek kişi için bu azalma miktarı çok farketmiyor, azalsa da depo çok. 85 yaş üstü için bu konu önemli. Yaşlanmayla beraber kas kütlesi azalırken, kemik erimesi de oluyor, düşmelerde kırık riski artar. Burada egzersiz çok önemli, osteoporozu önler, kilo alımını azlatır, kas kütlemizi korur, insülin rezistansını azaltır.
HORMESİS: Az miktarıyla uyaran ve faydalı olan maddenin aşırı dozda verilirse toksik etki yapmasıdır. Hafif ağırlık çalışması yapın. Çok zorlanmadan yapın. Vücudunuzun tamir edebileceği kadar hasar verin. Kalori kısıtlaması iyidir ama açlık öldürür. Kararında yapın.
Özellikle renkli sebzeler yiyin. Resveratrol, bitkilerin stress altındayken korunmak için ürettikleri bir polifenol. Bitki strese girdikçe renklenir, organik üreteim dediğimiz bitkilerde ilaçlama yapılmadığı için çevre etkenlere karşı daha korumasızdır ve kendilerini güçlendirirler. Hafif ve sürekli olmayan stress bizim için de iyidir, bizi güçlendirir. Egzersiz yapın. Şeker ve karbonhidrat yemeyin, meyve suyu içmeyin kola içmek gibidir. Intermittent fasting uygulayın, yani günde 16 saat aç kalarak başlayın, bu süreyi zamanla daha da arttırın, hedef günde tek öğün yemek yemek olmalı, açlık peryodunun ne zaman başlayacağı da önemli, akşam 17’den sonra başlasın ve gece açlığı olsun, vücutta en iyi tamir süreci gece uykudayken ve açken yapılır. Sıcak ve soğuk (sauna ve soğuk suya girmek) tekrarlayarak yapın.
Programlanan genleri bir virüs içine yerleştirip bunu göze enjekte edince görme sorunlarını çözen deneyler var. Çin’de CRISPR tekniğiyle AIDS’e dayanıklı insan ikiz kardeş yaptılar. Barbara Streisand köpeğini klonlattı, yaşlanmış köpeğinin aynısı daha genç kopyası oldu.
BAZI GENETİK TERİMLER:
Nükleotid = Azotlu bir baz (Pürin(Adenin ve Guanin) veya Primidin(Sitozin, Timin, Urasil) + Pentoz denen beş karbonlu bir şeker (RNA’da Riboz veya DNA’da Deoksiriboz) + Fosfat (bir, iki veya üç fosfat grubu eklenebilir ve nükleotit monofosfat, difosfat ve trifosfat denir). Nükleotidler, nükleik asitlerin yapı taşlarıdır.
Nükleozid: Nükleotidin fosfatsız kısmı.
Nükleik Asit: nükleotid birimlerden oluşmuş polimerlerdir. En yaygın nükleik asitler deoksiribonükleik asit (DNA) ve ribonükleik asit (RNA)’dır. İnsan DNA’sı milyonlarca nükleotitten oluşur.
. DNA ve RNA içerdikleri azotlu bazlarda da farklılık gösterirler: A,G,C her ikisinde, T yalnızca DNA’da, U ise yalnızca RNA’da bulunur.
. DNA’da her zaman A-T ile, G-C ile eşlidir. Bu baz çiftlerine tümleyici bazlar denir.
. Nükleik asitlerin başlıca işlevi genetik bilginin depolanması ve aktarımını sağlamaktır. DNA polimeraz enzimi tarafından katalizlenen DNA’nın kopyalanmasında iki zincir birbinden ayrılır, ve her bir bazın karşısına onu tamamlayıcı bazı içeren nükleotid yerleştirilerek yeni bir zincir oluşturulur. DNA’daki bilginin RNA’ya kopyalanması da benzer bir mekanizmayla gerçekleşir.
Kromozom: Hücre çekirdeği içinde bulunan, DNA’nın “histon” proteinleri etrafına sarılmasıyla, hücreye sığsın diye sıkı şekilde paketlendiği, canlılarda kalıtımı sağlayan genetik birimlerdir. Kromozomlar, DNA zinciri ile histon denilen protein zincirinden oluşur.
. İnsanın hücresinin çekirdeğinde kromozom sayısı ise 46’dır. 22’si çift otozom kromozom,1 çift de eşeysel(seks) kromozom bulunur ve toplam sayı 46 eder (Down sendromunda 47, Turner sendromunda 45). Eşey kromozomları kadınlarda XX, erkeklerde XY dir. Döllenme sırasında annenin yumurtasındaki 23 kromozom, babanın spermindeki 23 kromozomla birleşir. Kromozomlarda yer alan ve sayıları 25 bin ile 30 bin arasında olduğu tahmin edilen genlerin oluşturduğu zincir, kişinin göz renginden boyuna, yaşam süresinden yakalanacağı hastalıklara kadar pek çok şeyi programlar. Bu genetik programlar, nükleotit denen (A, T, C, G) yapıların farklı dizilimleriyle şifrelenir.
. Canlıların benzerliği farklılık ve gelişmişlik kromozom sayısına değil DNA’daki bazı dizilişlere bağlıdır (farede 42, köpekte 78 kromozom var).
. İnsanda her bir kromozomun içerdiği gen sayısı ve baz sayısı biliniyor. (A,C,T,G 4 harfli alfebeyle yazılmış 46 adet ciltlenmiş kitap gibi, bir insan yapmak için bu harflerden 6 milyar tanesine ihtiyaç var. İnsan genomu tesbit edilebiliyor. Örneğin gen sayısı ve baz sayıları: 1. kromozomda 3,148 ve 247,200,000 iken X-kromozomunda 1,093 ve 154,910,000 iken Y-kromozomunda 125 ve 57,740,000)
Telomer: Kromozomların uç kısımlarında, ayakkabı bağının ucundaki plastik koruyular gibi kromozomu korumaya yarayan bölgeler.
Kromatin: hücre çekirdeğindeki DNA’nın, histon denilen küçük molekül ağırlıklı bazik proteinler ile beraber oluşturduğu yapı.
Gen: DNA zincirlerinde özgül proteinleri sentezlemekle görevli birimler, DNA’nın protein kodlayan bir bölümüdür. Bu protein hücre içinde veya dışında görev yapacağı yere gider. Bir DNA’nın belirli bir kısmını oluşturan nükleotid dizisidir, bir kalıtım birimidir. Kromozomun kesitleri olan genler birbirinden çok farklı işlevlerde ve büyüklüklerde (uzunluklarda) olabilirler. Genler hücrelere hangi proteini nerede, ne zaman, ne kadar yapılması gerektiği talimatını verir. Her hücrede genlerimizin tamamı var, ancak her gen her hücrede aktif değil. Bir hücrenin kas mı, deri mi, kemik hücresi mi olacağını genler belirler. Bizi biz yapan özelliklerin çoğu birden fazla genin etkileşimi sonucu ortaya çıkıyor, örneği boy uzunluğuna etki eden 800 kadar gen var.
Genom: Bir organizmanın kalıtım materyalinde bulunan genetik şifrelerin tamamını simgeler. Bir canlının gen ve kromozomlarındaki “genetik materyale” verilen addır. Her canlının hücrelerinin içine yerleştirilmiş genetik program, o canlının “genom”unu oluşturur. İnsan Genom Projesi (Human Genome Project), insan DNA’sını oluşturan baz çiftlerini belirlemek, insan genomunun tüm genlerini fiziksel ve işlevsel açıdan tanımlamak ve gen haritasını çıkarmak amacını güden uluslararası bir bilimsel araştırma projesi. 1990’da başladı, 2003’te tamamlandığı duyuruldu, 2021’de üçüncü sürüm olarak güncellendi. Baz çiftlerinin özel enzimlerce kesilme profili kaydedilerek genomdaki yeri saptanmıştır (örneğin göz rengi).
Epigenetik: Çevresel etkilerin, ortam şartlarının genler üzerindeki etkisi. Bir hücredeki DNA üzerindeki geni değiştirmeden hangi genin “on”, hangi genin “off” olacağını belirler (gene expression). Eritrositler hariç tüm hücrelerimizde aynı DNA var, genom (eritrositlerde çekirdek yok) ama değişik hücrelerde değişik şekilde fonksiyon görüyorlar. Epigenetik, örneğin beyin hücresine insülin yapımıyla ilgili genleri “off” yapmasını kontrol eder. Böylece özel görevlere sahip multiselüler organizma oluşur, epigenetik sistem olmasaydı tüm hücreler aynı görevleri yapar ve kaos oluşurdu, epigenetik sen beyin hücresi olacaksın veya sen deri hücresi olacaksın ve ihtiyacın olmayanlar özelliklerini “off” yapıyorum diye fonsiyonlarını tanzim eder. Her hücre nükleusunda parçalar halinde 46 ayrı kromozom(23’ü anneden, 23’ü babadan) içine sıkıştırılmış yaklaşık 2 metre uzunluğunda DNA var. Hücreler hücre içinden, çevre hücrelerden veya ortamlardan gelen sinyalleri dinler (diyet, egzersiz, sigara, ilaç, psikolojik durum, stres, sosyal ilişkiler, iklim değişiklikleri, hastalıklar). Örneğin bal arılarında dişi embryolar arı sütü ile beslenirse kraliçe arıya(overleri ve yumurtaları için büyük karnı var), bitki tozuyla beslenirse kısır olan işçi arıya dönüşüyor, yani diyet haricinde genetik olarak aynıydılar. Fertilizasyondan sonra embriyonik hücrelerde anne ve babadan gelen metilasyon etiketleri başlangıçta söndürülür, böylece bu hücre her hücreye ilerde diferensiye olabilecektir, vücut şekillendikçe beyin hücrelerine beyin etiketi veya deri hücrelerine deri etiketi yapıştırılır ve etiketlemeye göre değişime uğrarlar. Epigenetik hafıza vardır, hücre bir doku hücresi olmaya evrildikten sonra evrilmeden önceki eski haline geri gelmesini epigenetik önler.
. Tek yumurta ikizlerinde DNA tamamen aynı olmasına rağmen, hayata benzer epigenomla başlamalarına rağmen yıllar içinde epigenomları çok farklı olabilir, bu hangi genlerin “on” hangilerinin “off” olmasına bağlı. Biri futbol severken diğeri tenis sevebilir, değişik arkadaş grupları olur, biri sigara içebilir, biri okumayı sevebilir, IQ’ları farklı oluyor.
Histone Modifikasyonu: Histonlardaki kuyruklara metil, asetil, fosfat grupları bağlanabilir. Bu grupların kuyruktaki pozisyonu ve sonrasında ne geldiğine bağlı olarak bu etiketin ne yapacağı belirlenir. DNA metilasyonu DNA expresyonunu her zaman “off” yapar. Histonda ise metilasyonun ne yapacağı tam belirli değildir, bazı pozisyonlarda genin açılmasını ve gen expresyonunu sağlarken bazı pozisyonlarda DNA’nın sarılmasına ve gen ekspresyonunun kapanmasına neden olur. Histon kuyrukları asetillendiğinde ise DNA açılır ve genler trankripsiyon için okunur hale gelir, ekspresyon artar. Böylece genlere ulaşılabilir veya ulaşılamaz hale gelir.
Genin kendisine modifilasyon: Promoter bölge genin sonunu belirttiği gibi genin aktivasyon ve supresyonunun regülasyonuna da yardım eder. Metil grupları bağlandığında transkripsiyon bloke olur, ekspresyon olmaz. DNA metilasyonu genleri “off” yapar.
Epigenetik tedavi gelecekte önemli olacak. Selektif olması önemli, vücuttaki tüm hücrelerdeki aynı geni kapatırsan olmaz, örneğin sadece akciğer hücrelerinde o geni kapatmazsak belki böbrek veya karaciğerde kansere neden oluruz.
******************************************************************************************************************
• TRANS-RESVERATROL: 1 gram in the morning with yogurt only on rest days
• SULFORAPHANE: 30mg of glucoraphanin & myrosinase supplement (gets converted in your body to ~10mg sulforaphane) only on rest days
- Associated with antioxidant and cellular protection
- Glucuraphanin + Myrosinase = Sulforaphane . Sulforaphane en çok brokoli filizlerinde var, ama bunu yetiştirmekle uğraşamam diyenler için, çabuk bozulan bir madde olduğu için bunun öncülerini içeren preparatı kullanın.
- Fonksiyon spesifik genlerden Nrf2 hücresel savunma mekanizmasının aktivatörüdür, redox olaylarında önemli, sağlıklı ve uzun yaşam için önemli bir gendir. Nrf2’yi aktive etmede Sulforaphane, Resveratrol’den çok daha etkilidir, bugüne kadar bulunmuş en potent aktivatördür. Resveratrol yerine bu öneriliyor artık. Kronik hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde kullanılabilir.
- Oksijen yıkım ürünleri olan Oksidantlar (serbest radikallerle) hücre için zararlıdır, hücre, DNA ve protein hasarına neden olur. Kalp hastalığı, diyabet, nerödejeneratif hastalılar ve yaşlanmaya neden olur. Hücresel oksidatif stresi azaltmak, oksidantlarla savaşmak için Glutatyon’u direkt almak işe yaramıyor, emilimi iyi değil. Bunu yerine onun öncü maddesi NAC (N-Acetylcystein) alınınca emilimi iyi, sonrasında Glutatyon’a da çevriliyor ama bu yol antioksidan gücü attrımak için etkili olmamış. Teorik olarak mantıklı mantıklı görünen oksidantların karşına antioksidant vererek çıkmak şeklindeki bu yol çalışmayınca (A-vit, E-vit, ALA(alpha lipoic acid) gibi antioksidantlar da aynı nedenle işe yaramadı) araştırmalar sonunda Glutatyon sentez oranını kontrol eden asıl yolun Nrf2 aktivasyonu denen indirekt yol olduğu bulunmuş, Nrf2 aktivasyonu için de en etkili madde Sulforaphane’dır.
After 30 years old:
- Aug 13, 2020
- WAKE UP:
- • Sulforaphane 8mg ( https://amzn.to/391EraL )
- • Nicotinamide Mononucleotide (NMN) 1 gram ( https://amzn.to/2PqsN13 or https://cntr.click/9yZHnmB
- • Trimethylglycine (TMG) 500-750mg ( https://amzn.to/35jIjTy or https://cntr.click/zSpkKc1 )
- WORKOUT:
- • Creatine 2.5g before & after ( https://amzn.to/2TAUYwq )
- BREAKFAST:
- • Vitamin K2 MK-7 90μg ( https://amzn.to/3cULnbU )
- • Vitamin D3 3,000 IU (https://amzn.to/3gzYEHH )
- • Omega-3 (DHA/EPA) two capsules ( https://amzn.to/3gEJIrw )
- • Hyaluronic Acid 200mg ( https://amzn.to/3krFpDe )
- • Pterostilbene 75-100mg ( https://amzn.to/3jLsjQt) (Resveratrol 500mg yerine, biyoyararlanımı 4 kat daha iyi)
- • Collagen 10g ( https://amzn.to/30RIbZh )
- LUNCH:
- • Zinc 8,4mg ( https://amzn.to/3mkKvCm )
- NIGHT (one hour before sleeping):
- • Metformin 1 gram (only on non-workout days)
- • Melatonin 300mcg (https://amzn.to/3hDEk9n ) (karaciğere uzun dönem kullanımda zarar verebilir)
- • Magnesium Taurate 125mg ( https://amzn.to/2BQIPNU )